Vinaora Nivo SliderVinaora Nivo SliderVinaora Nivo SliderVinaora Nivo SliderVinaora Nivo SliderVinaora Nivo SliderVinaora Nivo SliderVinaora Nivo Slider

30.10.2009 tarihli Yeni Asır Gazetesi'nde yayımlanan haber

 Doğayla bütünleşmenin en uygun yolu

Giriş tarihi : 30.10.2009, Cuma  NİL GÖRKEM GÜN
Bundan bir hafta önce bana "Hadi yürüyüşe!" deseniz, bir anda yanınızdan kaybolabilirdim.  Allah'ın bildiğini kuldan ne saklayayım, defalarca haberlerini yaptığım halde, koşu, yürüyüş, tırmanış gibi aktiviteler bana pek yakın değildi.
Ama çok sevdiğim bir arkadaşım, "seninle birlikte doğa yürüyüşüne çıkacağız" diye günler boyu deyimin tam karşılığıyla, başımın etini yiyince, teslim bayrağını çektim. "Kabul bu hafta gidiyoruz" dedim, "neymiş şu yürüyüş hele bir görelim..." Ama gün yaklaştıkça bütün benliğimi korkular sardı.
Büyük Gün
Eee, az değil tamı tamına 10 km'lik bir yürüyüş haritası duruyordu önümde. Ben ki hayatında spor anlamında 1 km bile yürümüş insan değildim.
Büyük gün geldi çattı sonunda. Sabah saat 06:30'da gözlerimizi açıp hazırlığa başladık. Rahat bir pantolon ya da eşorfman, bir tişört (bir tane de yedek), ayrıca bir uzun kollu tişört...
Meteoroloji yağmur öngördüğü için yağmurluk da alıp botlarımızı giyerek İZDAK (İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü)nün servisleriyle buluşmak üzere yola koyulduk.
Otobüsümüz 07:45'te hareket etti. İstikamet Kemalpaşa dolaylarıydı. Nazar Köy'deki kanyon parkurunda yürüyecektik.
Ne yalan söyleyeyim bu geziye gitmeseydim, İzmir'de böyle bir köyün varlığından bile haberdar olamayacaktım ve çok şey kaybedecektim.
Küçücük, tertemiz, boncuklarla bezenmiş şirin köyde kahvaltının ardından sabah sporumuzu da yapıp yürüyüşe başladık.
Yorulmalar Başlıyor
İlk saatler kolay geçti. Ama kanyonda hafif hafif yorulmalar başladı. Hatta bir yerde "Gözünü sevdiğimin düz yolu" feryatlarında bulunduğumu hatırlıyorum! Fakat doğanın güzellikleri yorgunluğu unutturuyordu.
Kanyon bitiminde gruplara ayrıldık. Tecrübeliler Kale Dağı'ndaki Alabalık Çiftliği'ne tırmanış yapacaktı. Biz acemiler ise kanyonun orta kısmından köy yoluna çıkarak dönüşe geçecektik.
Dönüşte nefis böğürtlenler topladık. Köye indiğimizde de boncuklar bizi bekliyordu.
Nazar Köy'de erkekler atölyelerde boncuk üretirken, kadınlar tüm yaratıcılıklarını konuşturarak, birbirinden alımlı boncuklu takı ve süs eşyaları üretip bunları köyün küçük alanındaki tezgahlarda satıyor. Hayatımda gördüğüm en güzel boncuklardı bunlar. Alışverişimiz bitince dönüş yolculuğumuz başladı. Ayaklarım tutmaz olmuştu artık.
Yorgun Ama Mutlu
Arkadaşlarıma baktım, yorgunluk onların da gözlerinden okunuyordu. Ama yüzlerimizdeki huzur ve mutluluk ortak paydamızdı.
O kadar yorulmuşum ki, akşam deliksiz bir uyku çektim. Ve her şey bir yana, "doğa yürüyüşü yapmak o kadar da kötü değilmiş (!)" dedim kendi kendime...
Hatta bu hafta da mı gitsem diyorum... Anlayın artık! Hayatta bir gün bu cümleyi söyleyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi 10 gün öncesine kadar.
İZDAK bizi çok güzel ağırladı. İlk gezimiz olduğu için gerekli her türlü yardım ve desteği sağladı. Kendilerine teşekkür ediyorum, arkadaşıma da...
Pijama-TV Esiri Olmaktan Kurtulun
İZDAK Başkanı Kubilay Öztürk'e, ne kadardır bu işlerin içinde olduğunu sorduğumda, ..... "13 senedir her hafta sonu yürüyüş ve tırmanış yapıyorum. Artık ben ve arkadaşlarım için bu bir tutku. Hem sağlığımızı koruyoruz hem de sosyal açıdan tatmin oluyoruz. Bu sporu haftanın stresini üzerinden atmak isteyen herkes yapabilir. İyi, sağlam kıyafet ve ayakkabınızın olması yeterli. Çam ormanlarındaki oksijen ile vücudumuzu dirileştirirken, yürüyüşle kalp damar sistemimizi kuvvetlendiriyoruz. Ayrıca yeni insanlar tanıyor, yöremizin bilinmeyen güzelliklerini keşfediyoruz. Ve köy ekonomilerine katkıda bulunuyoruz.
Daha ne olsun ki!
Tüm istediğimiz, pazar günlerini pijama - televizyon ikilisi ile geçirmek yerine vücudu haraketlendirecek aktiviteler içinde olsun herkes."
Ben bu hafta da dağlarda gezeceğim, peki ya siz?

Telif Hakkı © 2013. İzdak Dağcılık Kulübü . Tüm Hakları Saklıdır.